SHAME (Eleştiri)


Shame, bu Cuma vizyona girecek 12 Years a Slave'in yönetmeni Steve McQueen'in ikinci yapıtı. Türkçe'ye "Utanç" olarak çevrilen filmin başrolünde Michael Fassbender yer alıyor. En kısa tabir ile Shame, New York City gibi bir metropolde yaşamını sürdüren, aşırı seks ve şehvet bağımlısı Brandon'ı konu alıyor. İçerdiği sahnelerden mütevellit film, Amerika'da bile +17 ibaresini taşımasıyla da dikkat çekiyor.

Gönül isterdi ki Shame'i daha uzun, daha ayrıntılı, daha irdeleyerek, alt metinlerinin tümünü ortaya çıkarıp yazıya dökeyim. Maalesef, o kadar yüksek seviyede bilgi birikimine ve güçlü kaleme sahip olmadığımdan, kısa bir yazı ile film hakkındaki görüşlerimi sizlere aktaracağım.

Steve McQueen'in kurgusuna hastayım. Anlatımını, karakterin seyirci ile kurduğu temasa göre biçimlendiriyor. Film, Brandon'ın metroda oturmuş iş yerine giderken, bir kadın ile göz göze gelmesiyle başlıyor ve aynı sahnede, flashbackler eşliğinde ilerliyoruz. 10 dakikalık ekran süresine sahip bu başlangıç sekansında McQueen, tüm karakteri özetliyor ve ileride neyle karşılaşacağımıza dair bize az çok fikir veriyor: Seks sahneleri ve hayata tutunma içgüdüsünden dolayı Brandon'ın arkadaşları, ailesi ve dış dünyayla olan ilişkilerini izleyeceğimiz sinyalleri.


Brandon için hayat seks ve zevkten ibaret. Her gece biriyle birlikte olmasının yanısıra, boş zamanlarında porno seyrediyor -ki ofisindeki bilgisayarı bile bu yüzden servise gönderilmiş- ve webcam aracılığıyla tuhaf ilişkiler kuruyor. Brandon, yaşama amacını filmin sonlarına doğru barda sarhoş hâlde, bir bayanla konuşurken ifâde ediyor: Seni tatmak istiyorum. Filmin adının anlamı da burada netlik kazanıyor: Brandon'ın hayatı seks yapmadığı zamanlar, utanma duygusu ile geçiyor. Kendi başınayken, ki çoğu zaman öyle, neyi niçin yaptığının farkında bile değil. Tek hissettiği duygu, utanç.

Kız kardeşi Sissy (Carey Mulligan)'nin dairesine taşınmasıyla Brandon'ın tüm dengesi alt üst oluyor. Geçmişi hakkında fazla bilgi verilmeyen kardeşlerin New Jersey'den genç yaşta New York'a gittiklerini biliyoruz bir tek. Brandon'ın psikolojik durumu itibariyle, Sissy ile pek anlaştıkları söylenemez. Kadınlara aşırı derecede zaafı bulunan Brandon, Sissy için de benzer duygular hissetmekten kendini alamıyor, ve bu duygulara karşı koymaya çalışması onu yiyip bitiriyor. Sissy ise tam tersine, aile özlemi çeken biri. Gerçi onun da Brandon'dan aşağı kalır yanı yok. Şehre ilk geldiği günün akşamı, abisinin patronuyla abisinin evinde birlikte olur. Hata yaptığını sonradan farkeden ve defâlarca özür dileyen Sissy'nin New York'a asıl geliş amacı, uzun süredir bir araya gelemedikleri ve telefon çağrılarına cevap vermeyen abisi ile vakit geçirmektir. Ancak bu çat kapı ziyaret, ikisi için de mutlu bitmeyecektir.

Michael Fassbender'ın uzun süre hafızalardan silinmeyecek performansı, Steve McQueen'in mükemmel yönetimi ve kurgusu, Abi Morgan'ın eşsiz senaryosu ve American Psycho ile American Beauty'nin muhteşem karışımından elde edilen Shame, mutlaka izlenmelik bir başyapıt. Ancak cinselliği ve çıplaklığı bir filmde görmekten hoşlanmıyorsanız izlemeyin derim. Aksi hâlde, Hunger'ı izlediyseniz, Michael Fassbender'ı yakından takip ediyorsanız, kara komedi seviyorsanız, dedektif-cinayet hikâyelerinden gına geldiği şu zamanlarda yeni bakış açıları tecrübe etmek ve film sona erip jenerikler yükseldikten sonra filmin aklınıza kazınmasını istiyorsanız, Shame'i kaçırmayın.


+ Michael Fassbender.

+ Yardımcı oyuncular da en az Fassbender kadar iyiler.

+ Beyazperdeye yansıtılan, bir karakterin en derin portrelerinden biri.

+ Bir an olsun ilgi çekiciliğini ve heyecanını kaybetmeyen senaryo.

+ Steve McQuenn'in kurgusu.


SHAME (2011)
10/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder