Creed, yeni milenyumda ortaya çıkan ve geçtiğimiz yılda Star Wars ve Mad Max ile muazzam örneklerini gördüğümüz, efsane serileri efsane isimlerle diriltme kurgusunun son isimlerinden bir tanesi. Rocky Balboa mirasını hak ettiği mertebeye taşımayı amaçlarken, eski rakip-en iyi arkadaş Apollo Creed’in soyundan serinin önünü açmayı ihmal etmiyor.
Rocky, genel ve popüler kültürde boks sporu deyince çağrışım yapan ilk şeylerden. Bu başarısını dönemin iyi spor filmi eksikliğine biraz borçlu olsa da asıl ünü, boksun altın çağı olan 1970’lerde, ekranların karşısına sinemanın Muhammed Ali, Joe Frazier, George Foreman’ı gibi, ama tek farkı, kurgusal bir ismi çıkarıp devam filmleriyle devleştirmesi, dördüncü film ile milliyetçiliği de arkaplana alarak Rocky’yi bir Amerikan kahramanı ve boks ideası yapmasından geliyor. Rocky Balboa, kişiliğiyle de herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir figür.
Doğumundan önce Rus boksör Ivan Drago tarafından ringde öldürülen babasını kendine örnek alan Donnie’yi yanına yalnızca ruhanî bir borç sebebiyle almıyor Rocky, onda gerçekten bir ışık görüyor ve Apollo Creed gibi kusursuz bir savaşcı olacağına inanıyor. Bununla birlikte babasının düştüğü ölümcül hataya oğlunun da düşmemesi için film boyunca akıl hocalığı görevini de yerine getiriyor. Ryan Coogler, Creed ile Rocky Balboa’yı o kadar iyi kullanmış ki, gözümden yaş gelmesine ramak kaldı, defalarca...
Efsanenin şu zamanda bu denli görkemli bir geri dönüş yapacağını kim tahmin edebilirdi? Creed hem bunu, hem yeni nesil Apollo Creed’I seyirciye takdim ediyor. Michael B. Jordan ve Sylvester Stallone rollerinde parlıyor. Bütün dövüş, gerilim, dram, saygı duruş, climax sekansları ayarında olan Creed'in 2015’in sayısız nimetlerinden olduğuna şüphe yok.
+ Rocky. Balboa.
+ Sylvester. Stallone.
8,5/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder