Kısa İnceleme: Breaking Bad ve Ray Donovan

Spoiler içerir


BREAKING BAD

5. Sezon, 10. Bölüm


Beklediğimiz herşey ama herşey vardı bu bölümde. Muhteşem. Mükemmel. Kusursuz. İzlediğim en iyi Breaking Bad bölümü. Bu bölümde, birçok karakter hakkında görüşüm değişti.

Öncelikle Jesse'den bahsetmek istiyorum. BUM! Yıllardır görmek istediğimiz Jesse buydu işte. Sonunda anladı, geç de olsa anladı, Walt'un yıllardır onu parmağında oynattığını. Walt, nam-ı diğer Heisenberg, Jesse'yi sahiden seviyor ama emellerine ulaşmak için söylemeyeceği yalan, yapmayacağı eylem kesinlikle yok. Jesse, risinli sigara olayını anladı ve tekme tokat girişti Saul'a. Ağzı burnu kan oldu! Ardından Walt'un evini yakmaya gitti, inanılmaz!

Peki Walt, Jesse'ye nasıl bir tepki verecek? Onu da vuracak mı?

Yılın başında Jesse Pinkman'ı canlandıran aktör Aaron Paul bir tivit atmıştı. Diyordu ki: "Az önce 13. bölümde neler olacağını okudum, evde tek başıma gezmekten korkuyorum." Bundan ne anlam çıkartılabilir? Bence Walt, Jesse'nin yaptığına sinirlenecek ve onu "dizginlemeye" kalkışacak. Yalnız bu tahmini üretmek bile zor çünkü Breaking Bad, her an patlamaya hazır bir bomba; Her an herkesin hayatını etkileyecek bir şey gerçekleşebilir.

Walt zehir gibi adam. Hem de ne zehir... İtiraf videosunu Hank'e verdiği an herhâlde hepimiz Heisenberg'ün kendini ele vereğini sandık. Ama... Tüm suçu Hank'e attı! Pilot bölümündeki baskından tutun da Hank'in hastalanmasına, Gus Fring'in öldürülmesinden yumruk yemesine kadar tüm hadiseleri tek tek, inandırıcı bir üslupla, göz yaşı dökerek anlatmış. Bu sahnede hem Bryan Cranston müthiş bir oyunculuk sergilemiş hem de Hank'e "ayağını denk al" mesajı çok açık bir şekilde gönderilmiş. 

Yine de, Walt'un konuştuklarında bir açık gözüme çarptı. Madem Hank bu kadar zengin, koskoca uyuşturucu imparatoru, neden hastane masrafını sana ödetsin? Yanlış mıyım?

Son olarak, Skyler'dan bahsetmeliyim. Diziyi izleyen kimse sevmiyordu, herkes iğreniyordu Skyler karakterinden. Ancak özellikle son iki bölümde kocası için yaptığı fedakârlıklar ve takındığı tavır gözden gelinemeyecek kadar hoş. İlk defâ seni sevdim Skyler.

Velhasılıkelâm, izlediğim en iyi Breaking Bad bölümüydü. İki kez izledim, TV'de rastlarsam bir daha izlerim hiç sıkılmadan...


RAY DONOVAN

1. Sezon, 9. Bölüm 

Dexter'la eş zamanlı çıktığından beri bir şeyler yazmak istiyordum Ray Donovan hakkında. Sonunda bu bölüme kısmet oldu.

Açıkçası dizinin pilotu bekleneni hiç mi hiç vermedi. Hatta ilk bölümde diziyi izlemeyi bıraktım. Dexter'ın yerini dolduracağını düşünmüyordum... Üç hafta sonra yeniden başladım ve 2, 3, 4... Üçüncü bölümde olayların gidişatına kapıldım ve gelecek bölümleri merakla beklemeye başladım. Dizi o kadar doğal ve gerçekçi ki; oyunculuklar, karakterler çok iyi ve senaryo çok akıcı, kurgu da son dere ustaca. Artık Dexter'ın yerini dolduracağına eminim.

Baba Donovan'ı canlandıran 75 yaşındaki Oscar ödüllü oyuncu Jon Voight bir hârikâ. Hele o ikinci bölümde sergilediği Twerk dansı yok mu... Bitirdi beni. Her bölümde bir olay, bir muziplik. Voight, karakteri canlandırırken çok eğlendiğinin görüntüsünü veriyor. Emmy veya Altın Küre alacağına inanıyorum. 

Mickey'nin bu bölümde de üzerine düşen rol büyüktü. Sean Walker'la senaryo üzerinde çalışmak bir yana, Van Miller adına da önemli bir görev üstleniyordu. Üzerinde mikrofon taşıdı. Bölümün sonunda ise bütün seyircilerin dileğini gerçekleştirdi; Miller'ı vurdu! Dizinin adı Mickey Donovan olarak değişsin lütfen.

Evet, gelelim James Woods'a. Kendisini bir dizide göreceğimi düşünmezdim. Geçen bölüm, FBI tarafından aranan bir suçlu olarak tanıtılan Sully, bu hafta eşini öldürerek ne kadar acımasız bir oro*pu çocuğu olduğunu gösterdi. Yalnız Woods'a laf yok, ona göre.

Ray birtakım icraatlar gerçekleştirdi yine ama bu kez biraz arkaplânda kaldı. Diziye James Woods gelmiş, Oscar ödüllü oyuncu da var; elbette arkaplanda kalıyor ister istemez.

Bu hafta da güzel bir bölümdü. Aralıksız 4 saattir yazmaktayım dolayısıyla biraz kısa kestim. Okuduğunuz için teşekkürler, iyi günler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder