"Kahramanlar düşer çünkü onlar da insan" kalıbının -daha doğrusu klişesinin- moda olduğu yıllarda, süper kahramanın bol bol dramatize edildiği ve artık bundan bıktığımız zamanlarda vizyona girdi Iron Man 3. Jon Favreau'nun ikinci filmin başarısızlığından dolayı(ki bence gayet ortalama bir filmdi, haksızlık yapıldığını düşünüyorum) serinin üçüncü filminin yönetmenliğine Shane Black getirildi. İlk cümlede yazdığım metodu kullanan Black, aynı zamanda önceki filmi Kiss Kiss Bang Bang'in de kara komedisini filme serpiştirerek ortaya zevksiz, beyinsiz bir şey atmış...
Neredeyse senaryonun bilimsel ussallığı adına hiçbir zahmete girmeyen Black'in Demir Adamı'nın üzerinde durduğu ana tema intikâm. Tony Stark'ın 1999 yılında İsviçre'deki Yılbaşı partisine flashback yapılarak başlıyor film. Tabi o zamanlar Stark, Demir Adam olmadan önceki eski Stark; biliyorsunuz. Asansörde odasına çıkarken saçı sakalı birbirine karışmış bir adam gelir. Adının Aldrich Killian(Guy Pearce) olduğunu söyler. Stark'ın hayranıdır ve ona "Gelişmiş Fikir Teknisyenleri" adlı özel finanse edilen bir gruptan bahseder. Elbette Tony adamcağızı dinlemez çünkü bir an önce odasına çıkıp sevişmek istemektedir. Aldrich'i az sonra konuşmaya geleceğim diyerek çatıya gönderir. Saatlerce binanın tepesinde bekleyen Aldrich, sonunda beklemenin boşuna olduğunu anlar ve 14 yıl sonra fikrini hayata döndürerek dünyâya ve Tony Stark'a terör saçmak için geri döner.
Filmdeki düşmanların neresi kopsa yeniden çıkıyor, neresi yansa yeniden oluşuyor. Bu saçmalık ise tek bir cümle ile bize açıklanmış: Aslında tüm DNA'mızın geliştirilmeye açık olduğu ve bu nedenle DNA'ya sızıp onu yeniden kodlayabilme durumu... Filmi izleyen herkes, teknik ekip bile, yukarıdaki kolaya kaçma açısından meydana gelen hayal gücünün yüzde yüz mantıksızlığını anlasa da fazla üstlerine gitmemek lâzım zirâ bilimsel bir film seyretmiyoruz; vurdulu kırdılı, görsel efektlerle bezeli bir aksiyon filmi izliyoruz.
Aksiyon filmi demişken, görsel efektler ve dövüşler doğal olarak önemli bir yere sahip filmde. Ortalama bir CGI tercihi yapılmış ve aksiyon sekansları önceki bölümlere göre eksik kalmış.
Filmde Mandarin(Ben Kingsley) adlı, dehşet saçan bir terörist yer alıyor. Bu karakter üzerinde durulacak bir karakter değil. Yalnız gelecek dakikalarda kendisi hakkında büyük bir twist ile karşılaşacaksınız.
Stark'ın girdiği duygu değişimleri ve uğraştığı stres, daha önceki iki filmde aşina olmadığımız için enteresan geliyor ilk başta, The Avengers'a yapılan ince referanslar da güzel. Ama bunların dışında filmde gerçek bir derinlik yok. Kötü adamlar çok yanlış kullanılmış; özellikle Mandarin. Yetenekli oyuncuları ve ilgi çekici karakterleri resmen harcamışlar.
Daha ilk afiş yayınlandığında sinirim bozulmuştu. Birçok Iron Man zırhı vardı. Afişte kullanılan model bile sarı kırmızı tatsız bir şeydi. Filmde de zaten tek bir zırh ile sınırlı kalınmıyor; hazırladığı diğer zırhları da Stark filmin sonundaki aksiyon sekansında giyiyor. Tony'yi süper kahramandan çok James Bond kılığına sokan senaristlere kocaman bir alkış daha.
Filmi izlerken gerçekten sinirim bozuldu. Birinci filme bayılan, ikinci filmi çok seven biri olarak üçüncü film hoşuma gitmedi; çoğu kişi gibi hayal kırıklığı yaşadım. Iron Man 3 daha tecrübeli bir yönetmenin eline verilmeliydi ki ortaya Spider-Man, James Bond, The Dark Knight vb. tür filmlerinin bir karışımı çıkmasaydı. Tek kelimeyle bir başarısızlık örneği Iron Man 3...
IRON MAN 3 (2013)
4/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder