AMERICAN BEAUTY: "Özgür" olmanın bedelleri


American Beauty yıllardır bildiğim, zaman zaman rast geldiğim bir film idi ve birkaç ay önce, bu yaz izlenecek filmler listeme almıştım. Konusu hakkında hiçbir bilgim yoktu tabii. Kevin Spacey, Sam Mendes; bi' de üstüne beş adet Oscar eklenince seyretmemek ayıp olurdu. Biraz geç de olsa dün gece  izledim ve belki, bu yıl izlerken en çok keyif aldığım film oldu.

American Beauty ne kadar iki ailenin kendi aralarında ve evlatları vasıtasıyla karşılıklı trajikomik münasebetini konu alıyor gibi gözükse de aslında bu, büyük resmin küçük bir parçası, önemsiz. Bence asıl anlatılmak istenen ana konu, alt metin, "gerçek anlamda" özgür olma arzusu ve -filmin isminden anlaşılacağı üzere- Amerikan kültüründe bu arzunun berâberinde getirdiği sonuçlar. Aile babası Lester sevmediği mesleğinden uzaklaşmak, dominant karısından kurtulmak istiyor; bunu filmde "sanki 20 yıldır komadaydım ve yeni yeni uyanıyorum." cümlesi ile açıklıyor. Carolyn, şüpheci ve aşırı dikkat dağıtıcı hayatından; Jayney, ailesinden; öbür ailenin on sekiz yaşındaki çocuğu Ricky, babasının kendisi üzerindeki beklentilerinden kurtulmak istiyor. Frank, eşcinselliğini ifâde etmekten korkuyor; Angela ise nedendir bilinmez, başka birisiymiş gibi davranıp rol yapıyor lâkin içten içe, o da kendini doğru bir şekilde anlatmak, kendi olmak istiyor. Tüm oyuncular o kadar muhteşem rolüne bürünmüş, o kadar oynadığı karakterin yaşadığı çatışmayı ve iç dünyâsını beyazperdeye sorunsuz aktarmış ki, hiç abartmadan diyebilirim, American Beauty şu ana kadar izlediğim en iyi oyuncu performansına sahip film. Lester Burnham rolüyle Oscar kazanan Kevin Spacey başta olmak üzere diğer tüm yardımcı oyunculara, hatta figüranlara bile inanılmaz doğallık ve akıcılık hâkim. Kamera açıları, senaryo ve anlatım kusursuz. Ayrıca dram, romantizm, gerilim ve yeri geldiğinde komediyi de içinde barındıran filmi tek bir kategoride tutmak haksızlık olur.

Eğer film sona erdikten sonra, yönetmenin "Hepimiz özgür olmak istiyoruz ancak dinî, ekonomi, sosyal ve ailevî baskılar; kısaca yaşama biçimimiz buna izin vermiyor." mesajını alıp koltuktan kalkarsanız Amerikan Güzeli'ni baş tacı yapmamak içten bile değil.



AMERICAN BEAUTY (1999)
 10/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder