SOURCE CODE: Duncan Jones kendini bir kez daha kanıtlıyor


Duncan Jones, 2009 yılındaki filmi Moon'un başarısından sonra ikinci uzun metraj filmiyle seyircinin karşısına çıkıyor. Aslında Duncan, filmin ilk aşamalarında ortada yokmuş, yâni fikir onun fikri değil. Başrol Jake Gylenhaal, Moon'u izlemiş ve beğenmiş, ardından yapımcılara Jones ismini önermiş ve herkes hemfikir olmuş. David Bowie'nin oğlu olan 42 yaşındaki (film çıktığında 40 yaşındaydı) İngiliz yönetmen Moon'a göre çok daha büyük bir konsept ile yüzleşmiş. Başarılı olabilmiş mi? Evet. Ama Moon kadar değil.

Filmin ismi Source Code (Kaynak Kod) öylesine bir isim değil. Matrixvari bir hayal gücüyle bezenmiş Kaynak Kod'un açıklaması şöyle: İnsan beyni, öldükten sonra, ölmeden önceki son sekiz dakikada yaşananları koruyormuş. Üstelik beynin elektromanyetik alanı ölümden hemen sonra kısa süre de olsa aktif kalıyormuş. Böylece birbiriyle uyumlu iki kişiden biri diğerine bağlanabilir ve son sekiz dakikayı yaşayabilir. Kaynak Kod'da yaşananlar Kaynak Kod'da kalır, tıpkı paralel dünyâ gibi. Örneğin bir kadını ölümden kurtarsanız bile o, gerçek hayatta yine de ölmüştür.

Peki Kaynak Kod niçin gerekli? Bu filme göre konuşursak, bombacıyı bulmak için. Birçok insanın bulunduğu trende Chicago'ya gidilirken aniden bir patlama meydana gelir ve onlarca insan hayatını kaybeder. Hükûmet, birkaç ay önce Afganistan'da çatışma esnasında hayatını kaybeden yüzbaşı Colter Stevens (Jake Gylenhaal)'a, tren içinde giden bir tarih öğretmeninin, Sean Fentress'in son sekiz dakikasını yaşatır ve bu vesileyle sekiz dakika içinde bombacıyı bulup daha fazla insanı öldürmeden onu durdurması amaçlanır.

Source Code ile Moon arasındaki benzerlikler bir hayli fazla. Demem o ki Duncan Jones, ana karakteri ile oynamayı çok iyi biliyor. Moon'da Sam Rockwell ile yaptığını Source Code'da Jake Gylenhaal ile devam ettiriyor. Karakteri seyirciye -ilk sahneden itibaren- o kadar kabûl ettiriyor, o kadar samimi ediyor ki bu da filmin içine girmemizi, tabiri caizse, filmin bir parçası olmamızı sağlıyor. Büyük senaryo twistlerinden öte asıl gerilim, karaktere karşı hissettiğimiz duygulardan geliyor. 

Source Code'u Moon ile karşılaştırmamak lâzım aslında. Zirâ benzerlikten çok farklılıklara sahipler. Örneğin ilk dikkatimi çeken farklılık Kubrickvari kamera kullanımının yok olmuş olması. İkincisi ise birden çok karakterin ve figüranın yer alması. Üçüncüsü görselliği ve işitselliği kısmen eşit derecede kullanması. Son olarak, olay Dünyâ'da geçiyor mübârek.


Farklılık ve benzerlikleri geçtim, fazla uzatmayayım. Source Code kaliteli bir bilimkurgu; fikir güzel, görsel efektler ortalamanın üstünde, oyunculuklar da bir sci-fi için yeterince iyi. Yine de Moon'a göre alçakta kaldığı kesin. Ve senaryo için daha tecrübeli birini tercih etmelilerdi; Ben Ripley elinden geldiğini yapmış lâkin klişe finale engel olamamış. Duncan Jones iyi bir yönetmen, çok da yaşlı değil henüz, geleceği olan biri. 2015'te Warcraft adlı yeni bilimkurgusuyla yine izleyenlerin önüne çıkacak. Beklemeye başladım bile...




SOURCE CODE (2011)
7,5/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder