Homeland, yaratıcı-yapımcılarının eski dizisi 24’ten feyz alırcasına, her sene değişik eksenlerde ilerliyor, içinde bulunduğu ortamdan ötürü akla gelebilecek sürüyle hadise yaşanıyor ve dizinin seyri bir anda 180 derece dönüveriyor… Özellikle bu sezon, bu dönüşü fazlasıyla hissedeceğimiz kesin. Zirâ Nicholas Brody’nin yokluğunda kendine yepyeni bir sayfa açan Homeland, yine okyanus aşırı ülkelerden ikisi olan Afganistan ve Pakistan’a giderek seyirciyi bir kez daha peşinden sürüklüyor ve favori adamımızın sözde ölümünden sonra “tamam mı, devam mı” ikilemine cevap vermeyi hedefliyor...
Yeni sezonun fırından taze çıkmış konusunun umut vaat ettiğini söyleyebilirim. Bölümü seyrettiyseniz fazla detaya gerek yoktur sanırım: İHA saldırısından ötürü kaynaklanan kriz ve krizin yol açtığı etmenleri araştırmak, belki bütün sezonun olmasa da, ilk dört-beş saatin ana teması olacağı kesin. Bizi asıl ilgilendiren Carrie, Quinn, Saul, Lockhart, Dar Adal, Fara ve kadroya yeni katılan Sandy, Aayan ve Martha’nın nasıl bir rol üstlenecekleri…
“İHA Kraliçesi” adına layık görülen bölümün odak noktası Carrie’den başlayalım. Henüz sebebini bilmiyoruz ama Quinn’in deyişiyle, İstanbul ona biraz fazla “evcil” gelmiş olacak ki mevkisi değiştirilmiş ve Amerika’nın bir başka sıçıp batırdığı Doğu ülkesinde, yüksek rütbeli teröristlere karşı yapılan yeni nesil uzaktan kumandalı suikastleri yönetmeye seçilmiş. Bölümün bütününde dikkat çeken en önemli şey, Carrie’nin –nasıl desek- kana susamış görüntüsüydü… 40 kişinin ölümünden en ufak pişmanlık veya üzüntü duymayan ve Sandy’nin linç edilmesini dert edinmeyen tavrı, Quinn’e “Orada daha iyisini yapabilirdin” deyip azarlaması, Saul’dan gelen çağrıyı reddetmesi… Sanki Carrie ile Quinn’in ruhları yer değiştirdi. Bana biraz garip ve zorlama geldi açıkçası. Bakalım genele yansıması nasıl olacak...
Bölümün hareketli noktalarının merkezinde yer alan Sandy hakkında net bir şey söylemek için henüz erken, fakat CIA’in Islamabad istasyon şefini canlandıran Corey Stoll’un, kendisini House of Cards’tan tanıyanlar olacaktır, Homeland’e uyum sağlamakta sıkıntı yaşamayacağı kanaatindeyim. Diğer yandan Life of Pi’dan aşina olduğumuz Suraj Sharma’nın hayat verdiği Aayan İbrahim, kilit rollerden birini üstlenecek görüntüsü veriyor.
Dizinin, ana karakterini öldürmesinin şokunu atlattığı veya o şok etkisini hiç yaşamadığı apaçık ortada. 50 dakikalık ekran süresince Brody’ye herhangi atıfta bulunulmuyor, flashback desen, o da yok. Howard Gordon’ın başka mecralara yönelmesiyle başyapımcı koltuğunu devralan Alex Gansa, dördüncü sezon için ne zaman ağzını açsa, bu olay örgüsünün birkaç yıl öteden kabataslak belirlendiği, kâğıda döküldüğü fakat kanalın isteği üzerine Brody’yi birinci sezon finalinde havaya uçurmayarak hayatta tutması ve senaryoyu onun üzerinden devam ettirmesi üzerine böyle bir gecikme yaşandığını ifade etti. Aynı zamanda kararından zerre pişmanlık duymadığını dile getiriyor Gansa… Umarım haklısındır, patron. Çavuş Brody’yi unutmak gerçekten zor olacak…
İkinci bölümün incelemesi 48 saat içinde okumaya hazır hâle gelecek, elbette bundan daha uzun ve kapsamlı olacak...
+ Yeni konsept.
+ Yeni yüzler.
- Bir-iki zorlama an.
HOMELAND S04E01
9/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder