Ani gelişen aksiliklere bayılıyorum, velev ki 24, bu işin ustası, galiba en çok bu yüzden seviyorum diziyi. Geçen hafta Simone’un anneyi öldürüp kızını elinden kaçırması ve kızı kovalarken Londra’nın meşhur iki katlı kırmızı otobüsü tarafından darbe yemesi, beklenmedik güzel bir sürprizdi, eminim tüm izleyiciler içlerinden derin bir oh çekmiştir…
EDGE OF TOMORROW (Eleştiri)
Mimik adı verilen uzaylılar, Avrupa’dan başlayıp dünyayı istilaya koyulunca karşılık vermek zorunda kalan ülkeler birleşip United Defense Force’u kurmuşlar, mekalar yaratıp askerlere giydirmişlerdir. Mekaların icadına dek savaşı kazanan Mimikler, püskürtülmeye başlanmıştır. Fransa’da düşmanı bitirmeye yönelik topyekûn bir saldırı kararı alan UDF, rütbesine rağmen hayatında bir kere bile savaş yüzü görmeyen, Mekaları pazarlayıp savaşa katılma propagandası yapan ekran yüzü Binbaşı Bill Cage’i (Tom Cruise) ön cepheye gönderecektir. Cage, bu durumu kabullenemeyince komutanını tehdit eder ve cezasını, gemide ‘kaçak’ sıfatıyla dolaşarak ve ertesi sabah öleceğini bilerek çeker. Fakat savaş alanında ölür ölmez, gemide uyanacaktır. Ölür, uyanır, ölür, uyanır, ölür, uyanır, ölür, uyanır… Bu sonsuz döngüyü yok etmenin tek yolunu, bir zamanlar kendisinde de aynı özelliği taşıyan ve yine Binbaşı Cage gibi reklam yüzü olan, ancak ondan farklı olarak kıdemli bir çavuş rütbesi taşıyan gerçek bir askerde, Rita’da (Emily Blunt) bulur. Binbaşı ve Çavuş, kısır döngüyü sonlandırmak adına Omega denen yapıyı yok etmek için birlikte çalışmaya başlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)