
Sam Raimi'nin Spiderman'inden henüz sadece beş yıllık kısa bir zaman geçmesine karşın, uzun metraj sinema sahnesine kısmen beğeni toplayan 500 Days of Summer ile ayak basan Marc Webb'e verilen yeni Spider-Man projesi, adının başına "İnanılmaz" takısını getirerek 2012'de vizyona girmişti. Webb'in Spiderman'e herhangi açıdan yeni bir felsefi, fizikî, ruhî yaklaşım veya devrimsel tanımlamalar getirdiği söylenemez, tıpkı görevinde başarısız olduğu türevi söylemler gibi. 'Eski' üçlemeye nazaran birtakım değişiklikler beklediğimiz doğrudur, beklentiler de yükseklerdeydi. Nitekim Tobey Maguire'ın da sürekli ağlayıp zırlayan zevalinden gına gelmişti. Yeni üçlemenin başardığı ve hâlâ başarmaya devam ettiği en güzel şey, belki de ana kahramanın çok daha sempatik, şakacı, en önemlisi de çizgi romana yakın bir duruşa sahip olması. Bu konuda iyi iş çıkardılar. Diğer alanlarda ise radikal değişimler göremesek de The Amazing Spider-Man eğlenceliydi, aksiyon doluydu, orijin hikâyesine atıfta bulunmak açısından naçizane fırsat idi. Ardından gelen devam filmi ise, doğal olarak, daha geniş bir hikâye ve bilumum karakterler ile bezeli iddialı bir yapıt.